1 Eylül 2010

önce avuçların.

bu bir kabus

öylesine gerçek ki çığlıklar atıyorum.

duymuyorsun.

beni hiç duymadın.

seni hiç duymadım.

çığlıklarım sesini bastırıyor

küflü kelimeler sarf ediyorsun yine

dudaklarını okumaya çalışıyorum

oysa dudaklarına hiç bu kadar uzaktan bakmamıştım

daha önce hiç bu kadar uzak değildin

yakındın

öyle yakındın ki sesini sesim sanırdın

beni duymazdın

.

bu bir kabus

sen böyle kokmazdın

en sevdiğim

boynunun omuzlarınla çakıştığı

en mis

en masum nokta.

şakakların terlemiş

ellerini uzat bana

avuçlarını göster

sen bu kadar korkmazdın

.

boncuk boncuk terler birikmiş

her birini alıp ipe diziyorum

yastığının altına koymalık

muska niyetine

alnın gerilmiş

alnın hep beyazdır senin

alnın hep çizgilidir

çizgilerinden anlam çıkarırdım alnının

bir yaşamak bulurdum.

şimdi niye boş?

şimdi niye yaşanmamış?

alnın hep böyle inkarcı mıydı,

ben mi dikkatsizdim yoksa?

oysa ne güzel bakardım

.

bu bir kabus

ellerini uzat bana

avuçlarını göster

sen bu kadar korkmazdın.

*böyle abidik aşk şiirlerini yazmayı hiç beceremiyorum sanırım.*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

idea bir şeyi o şey yapan şeydir. vallahi.